Serbest
Pazar günü1 San Francisco'daki onur yürüyüşüne gittik. Belki biraz geç vardığımızdan, bağımsız gruplardan/topluluklardan çok türlü şirketlerin kortejlerini görebildik ama yine de çok güzeldi, cıvıl cıvıldı. Makinamın hafıza kartını temizlememiştim uzun süredir, fotoğraf çekerken yer kalmayınca eskileri sileyim dedim, 2013 yazında İstanbul sokaklarında çektiğim fotolar çıktı karşıma. Polis toplanıyor, sıraya diziliyor, gerilim, kaçışma, TOMA saçmalığı, bilmemne...
Yine o İstanbul'daki seferlerden birindeki gibi bir şeyin üzerine tırmanmıştım yürüyüşü seyretmek için, bir yandan foto çekiyordum, bir yandan etrafa bakınıyordum. Sonra birden, öyle çok bariz/istisnai bir şeyin de olmadığı bir anda bi şaşaladım, tüm o cıvıltı, rahatlık, özgürlük, bariyersizlik hissi fazla geldi gibi oldu, hop, gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.
Yaşım ilerledikçe çıktı bu adet, öyle pek de ön uyarı vermeden oluyor, ufak görünen bir şey tetikleyiveriyor, bir anda gözlerim doluyor. Sonradan bakınca anlayabiliyorum çoğu zaman neyin dokunduğunu ama o ilk anda pek düşünmeye, anlamaya fırsat olmamış oluyor. Ani bir şeyden korkup, refleksif bi tepki verip, ne olduğunu sonradan fark etmek gibi bişey.
Bir durup düşününce hissettim/anladım gibi geldi o an dokunanın da ne olduğunu ama tarif etmekte zorlanıyorum şimdi. O eski fotolardakilerle birlikte, hepimizin hem çaresizliği, zayıflığı, korkulu hırçınlığı, hem de birbirine dokunma, birlikte var olma, bin türlü nasırlı kalkanından kurtulabilme potansiyeli, gibi bir şey. "Burada2 böyle de orada3 neden öyle", gibi bir şey değil pek. Oradakinin de, buradakinin de, dokunaklı şekilde, aynı köklerden çıkabilişi. O robokop kalkanlarını giyip "müdahale"ye hazırlanan tıfıl polis çocukların yüzündeki türden gerilimler, korkular, tedirginlikler, ve tüm bunların, arada bir de olsa, yok olabilme ihtimali, gözümün önündeki.
Onur yürüyüşü geleneğine has değil elbet insanın birbirine dokunması, birbirini sağaltması, ama bu harika geleneğin kendine has bir yanı da var. Önünde biri pipisi açıkta gülerek, diğeri sakalının altında etekle, öteki kendini kaybetmiş yampiri yumpiri dans ederek, beriki şişko göbeğini hoplatarak, jartiyeriyle gezerken, kız kızla, oğlan oğlanla, kız oğlanla, oğlan kızla sarmaş dolaş yürürken, tüm cinsel mevzuların da ötesinde, "Arkadaşlar kendimiz gibi olmak SERBEST BIRAKILMIŞ!" gibi bir duyuru sanki, cisinden transına, sıskasından şişkosuna, hepimizi avcunun içine alan.
2015’te arkadaşlara yazılmış bir not.
Dünyanın burasında
Bizim orada

